19 Aralık 2011 Pazartesi

Nesine? Hem Büyüğüne, Hem Garantisine!

Biliyorsunuz Yılbaşı Özel Çekilişi Türk Milleti için geleneksel bir heyecandır. Çekiliş yapılırken herkes ekran başına kilitlenir, sizin numaralarınızı taşıyan topların çekilmesi için dualar edilir. Biletinize sonuna kadar güvenirsiniz çünkü onu, uğurlu olduğuna inandığınız bayiden almışsınızdır. Lakin gelin görün ki hep amorti!

Biz de sevgili bloğunuz olarak araştırdık ve son 10 çekilişin 2 tanesinin büyük ikramiyesi Nesine.com’da satılan Milli Piyango biletlerine çıktığını gördük. Bu nedenle biz de dedik ki, neden bu blogda da Nesine.com biletlerinden satmıyoruz? Şanslı okurlarımızın ayağına kadar getirmiyoruz? Hatta bir de üzerine neden bomba gibi bir kampanya yapmıyoruz; 5‘er adet biletten oluşan Amorti garanti paketi alana 1 Amorti Garanti demiyoruz?

Sizce de buradan daha şanslı başka bir yer var mı? TIKLA, HEMEN BİLETİNİ AL!

Şansımız dönecek diye saatlerce kuyrukta beklerken aslında farkında olmadan şansımızı kaçırıyoruz. İnanın hiçbir şey sizi o kadar beklemez! Demem o ki; yılbaşında biletlerinizi benim bloğumdaki link üzerinden alın, siz kazanın biz de mutlu olalım!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

XMAS


Uzun zamandır yazamadım,bahanelerimi saymak istesem kafanı sikmiş olurum,bu yüzden gerek yok kanımca.7/24 konuşabilen bünyem,6/12 çalışmayı kaldıramadı sanırım,evet bugün artık iflas bayrağımı çektim,hastayım.Üzerimde sevdiceğimin koskocaman kalın sweati,önümde nane-limonum,pastilim ve sayısız kullanılmış mendilimle yazmaya çalışıyorum.Bildiğiniz hasta.İşyerinden izin aldım da geldim,gerçi izin almak kolay(!) olsa da gelebildim.

Derken,bi bakayım dedim,sağolsun Coach beni mim'lemiş,zaten mim olmasa beyzadeden haber almak ne mümkün!Hayır,mesaj diye birşey var anacım.Neyse,susalım.

Yılbaşının yaklaşmasını çok skime takmasam da alışkanlıktan mıdır nedir,birileri hediye alsın,ben de onlara hediye alayım diye içten içe hevesleniyorum,ayrı.Tivitırdan yırtınırcasına oje istedim ama bi Chunli skine taktı,kendisine de kocaman bi paket hazırlamak boynumun borcu oldu artık,nokta.Ne diyodum anacım,he mim;Coach Noel Papa'dan istediklerimizi yazmamızı istemiş,hııımz yaziiim bari:

  • Sevdiceğim'le dolu dolu,uzun uzun,sağlıklı mı sağlıklı ve hatta booooool sevgili günler,aylar,yıllar,anlar diliyorum!İkimizde yeteri kadar hasta,yeteri kadar huzursuz kaldık.Evet,huzur.Huzur diliyorum.Yalan deel ohannes dediğim boktan kişiler bile evli mutlu çocuklu paralı havalı modunda gezerken,biz çok sıkıntı yaşadık,artık ilaçsız,şırıngasız günler!PLEASE!
  • Annem,canım kardeşim ve biricik oğluşum,köpüşüm'le beraber olmak istiyorum,eve gelince onları görmek,köpüşümün minicik patilerini sevmek istiyorum!Oy!Çok özledim!Babam da iyi olsun,sağlıklı,ama artık bize daha az acı versin.
  • Alışveriş yapmak istiyorum her gün!Bööle renk renk hırkalar,desen desen gömlekler falan of!Hatta çantalar,montlar,kazaklar,trenchcoatlar,botlar falan falan ver ver!
  • Ev!Şööle hoş,mümkünse Bakırköy'de.Temizinden,mülkü de bana ait.Nokta.
  • Maddi olarak,isteyeceklerim,hıms çok deel aslında,hani büyük ikramiye bana çıksa yeter!:p
  • Gelelim kendime;saçlarım artık sıçan kuyruğu gibi uzamasın,az biraz canlansın,volume:100! olsun,daha da uzasın;tırnaklarım hemen kırılmasın,ojelere dayanıklı olsun,e biraz göt göbek toparlansın,1-2 cm fena olmaz,üst beden mümkünse olduğu gibi kalsın,o ideal ölçü.Hııım başka,selülit -'lere düşsün,e yeter heahuha.
  • Başka,hı? Aklı skinde olan orosbu çocukları insafa gelsin,az biraz insanlar göt skmekten,amgötmeme muhabbetinden vazgeçsin de biraz edep ahlak öğrensin.Hayatın seks'ten ibaret olmadığını bilen aklı başında kendi aleminde insanlar olsun.
  • Tecavüzcüler idam edilsin,ama önce çükleri kesilsin!
  • Hükümet: İçimi duyun,yorum yapmıcam!
  • Hayvanlara zarar verenlere aynı derecede zarar verilsin:hatta götlerine oklava sokulsun,merdane ile bağırsakları deşilsin!Konu hayvanlar olunca cinnet geçiriyorum!
  • Kadın ölümlerine son diyorum!Kadına dayağa zor!Zamanında babası tarafından dövülen kan revan içindeki annesine pansuman eden bir kız olarak artık YETER diyorum!

Gerildim:Ara!

Gelelim istemediklerime:

  • Atama!Duydunuz sayın seyirciler,atama istemiyorum!Alsınlar götlerine soksunlar atamalarını,başka iş bulun diyen bakanlarını da soksunlar mesela!
  • Cahil insan istemiyorum!Öncelikle cahil bakan,milletvekillerinden arınmak gerek mesela!
  • İnsana,hayvana,canlıya cansıza yapılan saygısızlığı istemiyorum mesela!
  • Köle gibi çalıştırılan çocukları istemiyorum!Sokağa elinde mendille salınan çocukların babasını gönderin,elimde hortum,bekliyorum!
  • hilalebegümeciyi de doğuşun çiçeğini de esraceydakardeşkaşarlarını da istemiyorum!Temiz tivıtır temiz Türkiye!

Medeniyet istiyorum yani!

İnsanlık!

Haysiyet!

Bu kadar,nokta.

Mim'lenenler: Chunli,Pixis,Pinkscream,Laliş!

Beni seven,sevmeyen herkese sevgiler;)

22 Kasım 2011 Salı

Yeniçarşım.com ile Evden Çıkmadan Çarşıya Çıkıyoruz!

Ekim ayından bu yana yayında olan Yeniçarşım.com, alışkın olduğumuz e-ticaret sitelerinden oldukça farklı. Site şimdiden sloganı olan “Evden çıkmadan çarşıya çık” mottosunu fazlasıyla yerine getiriyor. Çünkü şimdiden Yeniçarşım.com’da yüzlerce mağaza var ve siz dilediğiniz ürünü bu mağazalar arasından seçerek kolaylıkla satın alabiliyorsunuz. Üstelik, internetten alışveriş yaparken en çok çekindiğimiz “güvenlik” engelini Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi ile çözmüşler. Sistemi açıklayan video:



Yeniçarşım.com’un diğer alışveriş sitelerinden önemli farkları var. Platformun en belirgin karakteristiği olan alıcı ile satıcıyı bir araya getirme stratejisi, satıcıların (mağazaların) ticari kuruluş olması gibi akıllıca bir taktikle desteklenerek, son derece başarılı bir sistem getirilmiş durumda. Yeniçarşım.com’da satış yapan her mağaza, ticari unvana sahip, fatura kesen ve dolayısıyla garantili ürün satan mağazalar. Bu sayede aynı ürünü birden fazla mağaza arasından güvenle seçerek satın alabiliyorsunuz. Herhangi bir problemde “Hürriyet Güvenli Alışveriş Sistemi” ve Yeniçarşım’ın başarılı müşteri hizmetleri departmanı hizmetinizde.

www.yenicarsim.com'da 24 farklı kategoride onbinlerce ürün bulunuyor. Giyimden aksesuara, elektronikten beyaz eşyaya kadar aradığınız her şey Yeniçarşım.com’da.

Ayrıca, www.facebook.com/yenicarsim ve www.twitter.com/yenicarsim adreslerinden ise Yeniçarşım’ı takip edebilir, kampanya ve fırsatlardan haberdar olabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Kasım 2011 Cuma

Kuldan Gelene Tahammülüm Yok


Dün akşam çıktım yola.Kendimi yolculuğa psikolojik olarak hazırlasam da otobüse adım atmamla o hazırlık, o psikolojik yerle bir oldu.Ne yapayım artık otobüs yolculuklarından nefret eder oldum.Oysa önceden akşamları yola çıkmayı,gece yolculuk yapmayı çok sever,hatta gün bitmesin diye gece en son otobüse yer alırdım.Ama artık eskisi gibi heves yok,yalan değil,çoğu şeyde hevessiz yaşıyorum.

Ailemle şööle fazla duygusala bağlamadan ayrıldım,hatta annem yolda inip iş yerine gitti,sarılmak bile istemedim,aksi halde ağlayabilirdim.Biricik'imle vedalaştım ve sonra arkama bakmadım bile,bakamadım.Of amk ne de duygulandım yine.PMS'nin gerginliği sanırım.Bok.Günümü,zamanımı zehrediyor amk.

Ne diyordum?

Otobüse adım atmaz içim darlandı yine.O kadar saat nasıl gidilecek diye hesap etmeye başladım.Ulan gören de koca otobüsü sürenin ben olduğumu sanacak.Yok ama cidden bay bay geldi.Ulan hele o otobüsleri neyle temizliyorlarsa,aracın içi böööle sanki sobanın üstünde çamaşır suyuna batırılmış çamaşır unutmuşuz gibi kokuyor.Direkt mide bulantısına neden.Vay amk.Naneli sakız çiğnemekten booo geliyor bazı bazı.

Derin bi nefes çektim ve Allah'ım yanıma kimse oturmasın n'olur diye dua etmeye başladım.Ööle bööle otobüs dolmaya başladı,başladı da yanıma kimse oturmadı.Yukarıdaki kesin beni duydu derken,muavin denilen herşeyden bi haber yaratık,başka yerden binecek bi baağyan olduğunu ses etti,bacaklarımı uzatıp şööle ossurarak uyumak hayal oldu.Fak.Yetmezmiş gibi öndeki hayvan adam koltuğu sonuna kadar yatırdı,yatırmasıyla dürtmem bir oldu,o ayrı.Sonra,ne ara yine yatırdı koltuğu bilmem ama resmen ama 2 bacağım resmen kıçımda bütün o yolu geldim.

Tabi bu kadar kısa sürmedi yolculuk,ortalama 12-14 saat süren bu yolculukta da isyan ettiğim ve hay azına sıçiiim,amına koduğumun evladı,döl israfı,onunbununbebeysi dediğim vakitler oldu.

Mesela;
- Öndeki adam koltuğu yatırdığı yetmezmiş gibi,bütün gücüyle horladı.Horlamadığı vakitlerde AyLavYu filmini izledi,izlerken de böğürerek kahkaha attı.Ulan kulaklığı taktıktan sonra kendisini insanlardan izole mi ediyorsun hayvan evladı.

- Öndeki adamın yanındaki er,er derken bi metafor değil,bildiğiniz er,asker yani,işte o yaratık,mıymıy konuştu,konuşurken arkaya bakıp bakıp durdu,bok var sanki.Asker abazalığından mıdır nedir gevrek gevrek soru sordu,cevabını sadece mimiklerimle verdim,aklı olsaydı burdan da ananı sikiiim demek istediğimi anlardı.Hayır,adamın kardeşinin nişanlandığını bile öğrendim,o kadar bağırıyordu ki bizim yağız er.

-
Arkadaki çift çit çit çekirdek çitledi,çitlerken de paso tartıştı.Kafa denir lan buna,siktiniz valla.

- Yanımdaki hatun sürekli arkaya döndü,arkadaki arkadaşıyla konuştu,neee anlamıyorum,nasıl anlamıyoruum uehuh diye bağırarak cilveleşti.

- Muavin denilen pislik su servisi yaparken nedense benim her su istememi görmezden geldi,ben de buna istinaden en kibar(!) halimle,bas bas bağırarak su istedim.Sesimi kontrol edemiyorsam suç benim mi amk?

Ay yazarken bile deliriyorum,aklıma gelmeyen çok şey oldu.Ama anlayacağınız bacaklarım,ayaklarım resmen skildi.Ağrıdan sızıdan felç oldum.Bi de üstüne üstelik otobüsten inince yağmur ve servis mağduru oldum.Hadi yağmur Allah'tan da insandan gelen sıkıntıya bela diyorum.Servisle Bakırköy'e gelmek istedim ki bana taaa otobüse binmeden servisin var olduğu söylendi.Ama neymiş,yokmuş.Sadece Zeytinburnu'na kadarmış,dert değil,agalar.Alıştım.

Alıştım diye susacak mıyım?Hayır!

Açtım ağzımı,yumdum gözümü,direkt servis şöforüne başladım şikayet etmeye,adam bana laf yetiştirmeye pes etti de şikayet formunu uzattı.Yazdım,döşedim,beklemedeyim.Zamanında başka bir firmadan dolayı mağdur kalmıştım da sauuulsun Coach bana bu konuda yardımcı oldu.

Neyse efenim,evdeyim!İstanbul'dayım.2.ailemle beraberim.

Yağmurlu İstanbul'dan sevgiler canlar.Hı Pippi görüşelim canum,bu bi hatırlatma cümlesidir uhea.

xoxo

8 Kasım 2011 Salı

Öküz Her Yerde Öküz: Milleti De Yok,Irkı Da

Bu aralar neler oluyor bana bilemicem.Pms öncesi gerginliği sanırım.Kendisi gelmeden gerginliği geliyor vesselam.Bok var sanki,hayatımda ekşın azmış gibi bi de bu ay gerginlik katıyor ya,ne diyeyim,her zorluğu biz kadınlar mı çekmeliyiz?Fak!

Yakında anne babalar çocuklarına benden bahsedecek diye korkuyorum,bu aralar o kadar darlanıyorum ki dara gelemeden direkt saldırı moduna geçiyorum.Hoş,benim her daim bööle ekşına nazır olan bi' bünyem vardı ama bu aralar ı ıh biraz daaaaa kolay mode: deactivated oluyorum,benden söölemesi.

Mesela bugün;

Param yok diye şikayet edip 4 gözle ağlayan,duygu sömürüsü konusunda doktora yapan halkım yine AVM'leri basmıştı.E ben de eksik kalacak değilim ya,direkt o büyük ve gereksiz AVM'lerden birine gittim,Mr.Peder ve Ms.Sis ile.Hayatımızın olmazsa olmaz ritüellerinden olmuştur,bi bayramda,efendime sööleyim bi 15 tatilinde,işte bi buluşmada bi AVM'ye girip belli mağazalardan alışveriş yapmak.Amma bugün hiç cağnım bişi yapmak istemedi."ğ" bilerek ve isteyerek yazılmıştır,bazılarını sessizce protesto yapmak amacıyla caaağnım.Düşünün,D&R'a bile girmeyi atladım,es geçtim,görmezden geldim.Birkaç mağazaya girdim,amaçsızca dolaştım ve çıktım.Çoğul ekine gerek var mı?Girdik,dolaştık ve çıktık.Yalan deel,kendime indirimden bi çanta ve en kazığından bi hırka aldım ama ı ıh fena kalabalıktı,bastı.Sevdiceğimin HER ZAMAN darlanmasını bugün az biraz anladım ama,yoogh o hep darlanıyor,yine de sorry bebeğim!Derken,tek tek herkese saydırdım,şöyle ki;

Koca koca karılar çoluk çocuk bebekleriyle torun torbalarıyla gelip resmen saldırı halinde alışveriş yapıyordu.Pardon,bayramın 2.günündeyiz,deel mi? Taam,ben de alışveriş yaptım ama benim vaktim yok ki normal zamanda,onlar ise maşallah yemiş yemiş sıçmamış modda saldırıyordu.Saldırırken de gözleri dönmüş,etrafında döke saça yürüyordu.Tam bu sırada ben;

Hanımefendi,ağzınızı ayıracağınıza askıdan düşürüp bastığınız hırkayı yerden alınız.

Buna ayak diyorlar,madem basıyorsunuz,bir zagmet insan olun ve özür dileyiniz.

Burası giriş kapısı,öpüşme noktası deel,lütfen kenara çekiliniz,aksi halde ben bir çekme aracı çağıracağım.

Çöş!Öküz!İnsan mısınız?Soyunma kabini telefonla konuşma noktası değil.

Hanımefendi,rica ederim çocuğunuzu çekiniz ki kendisi şuan bacağımı morarttı.

diyerek bütün sinirimi en kibar halimle belli ettim.Tabi anlayana!!!

Bi de Araplar sarmıştı memleketi.
Ulan heryerden fışkırıyorlardı,ayaklarında parmak arası terlikler,üzerlerinde en afilli eşofman takımı,yanlarında kapalı ama full makyaj güzel gözlü hatunlar ve çocukları.Çocuklar da genelde Migros arabalarına yatırılmış,insanların ayaklarını eziyorlardı.Kardeşim de dayanamadı,3 kez ayağımızı ezip de özür dilemeyen bir Arap öküzüne öküz olduğunu belirten güzel(!) sözler söyledi.Hay gözünü sevdiğim yabancı dili,ne de güzel işe yarayacağı zamanları bilir.

Bu arada anladım ki öküz her yerde öküz,milleti de yok ırkı da,soyu da sopu da.


Zaten sinirimi(Zİ) o gereksiz hızda giden dolmuşa binmekle hoplatmıştık.Raad şekilde gider geliriz diye bindik,binmez olaydık,3 çocuklu pos bıyıklı bi anne bindi aynı dolmuşa ve "aaa bak kızım deniz bu mavi" demekten başka bi boka yaramadı.Çocuğu kusmaya başladı ve çocuğuna kusma kusma kustuğunu düşünme,Ayşe önüne dön vs vs diye direktifler verdi.Bütün dolmuş pis kusmuk kokusu ve o karının çirkefliğiyle doldu doldu taştı.Zaten bu aralar herkes kustu,ne kısmetli bi milletiz kusma konusunda.Hay amk!

Hı bide,

Koca koca karılar,götlerini başlarını görmeden genç kız edasıyla giyinmişler,yemiş yemiş sıçmamışlar,hani daha öncesinde şurada size ne kadar da tilt olduğumu bahsetmiştim ya ama ööle.Bu arada ironiktir ki bu yazıyı tam 1 sene 1 gün önBağlantıce yazmışım.Hatun insanında biraz edep,biraz ahlak olur,yaş almış gitmiş,daa ne ööle genç kız edalarında giyinmeler falan filan.Karı milletine sayınca da kızıyoruz ya,kusura bakmasın kimse,beyler bazen haklı.Bi de daa çocuk diyebileceğimiz süpyanlar resmen karı gibi giyiniyor ya,ulan insan kendinde olmayanı bu kadar mı ister?

Bugün resmen darlandım yani,midem ağzıma yüzüme geldi,neyseki sonra Böcük'ümle buluştum,güzelce cookie with coffee yaptık da ooooh raadladım.Düğün için kıyafet falan baktık,oh mis.Sonra eve geldim,Biricik'imle sarmaş dolaş oh raadladım.

Ama bugün cidden fena darlandım.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Bu Bir Bayram Mesajı Değildir;Bayram İsyanıdır.

Öööle klasik "iyi bayramlar" narası atmayacağım.
Aslına bakarsanız bayram mesajı falan da vermeyeceğim.Yine yeniden evet,yeniden isyan edeceğim.Taam hamdolsun diyoruz,şükür ediyoruz da yavaş gelin ulan yavaş.

Dün akşam bindim,ailemi ziyaret için yola çıktım.Trafik daha seyrekti,malum herkes ilk günden,hatta öncesinden almış bileti,hoooop yola çıkmış.Herkes benim gibi gariban mıdır? Ben 3 hafta öncesinde almama rağmen ne bilet ne yer buldum amk.Neyse,bunu çok da dert etmedim aslında,sevdiceğimle iş-siz biraz vakit geçirdim falan filan.

Ne diyordum?

Ha,bindim otobüse.18737292 saat yol çekeceğimden ve her daim cam kenarı tercihimdir.Baktım hatunun teki yerime oturmuş,kibarca cam kenarı benimdir deyip yerime geçtim de geçerken hatunun suratındaki o ifade.Sikerim lan.Hatun resmen, ulan benim çocuğum var cam kenarına otursam n'olurdu der gibi söylendi.Hiç oralı olmadan ve biraz da sesimi sertleştirerek izin istedim.İstedim de n'oldu?

Öndeki koltukta oturan öküz yavrusu,hem fiziken hem ruhen öküz yavrusu olduğunu düşünüyorum,ergen triplerinde koltuğu yaymış,koltuğu çekiniz diye sert çıkıştım.Çekti Allah'tan haspam.Derken,yolculuk tıngır mıngır başladı.Başladı da ne başlamak.Öküz yavrusunun yanında oturan kız kardeş öküz kusmaya,arka koltuktaki küçük çocuk ağlamaya ve yanımdaki şımarık piç de bacağımı tekmelemeye başladı.

Önce of'ladım,sonra biraz daha yüksek sesle pof'ladım,sonra dayanamadım.Tam laf söyleyecekken baktım ki arkada ağlayan çocuk ağlıyor diye dayak yiyor,hem de anneannesi tarafından.Dayanamadım,zaten sinir 1500, döndüm ve kadın resmen çemkirdim:

Senin gibi anneanne olmaz olsun,çocuk babasını istiyor işte,ne vuruyorsun,elin kırılsın,benim çocuğum yok ama ben köpeğime bile el kaldırmıyorum,bir daha vurursan yemin ederim polisi arayacağım dedim.

Otobüsteki herkes şooook!
İtiraf edeyim,ben de şok! Hayır,ben sakin sessiz oturan ben,yerime oturdum.Kadın bir anda cici(!) anneanne modunda aman prensesim ,kuzum demeye başladı.Orosbu karı.Çocuk alt tarafı babasını istiyor.

Derken,yanımdaki orosbu konuşmaya başladı.
Ama kadın napsın'mış,kadını da anlamak gerek'miş,yok ööle otobüste çocuk susmayınca insan delirir'miş.

Tam sırası deyip kadına da çemkirdim:

Siz işinize baksanıza.Çocuğunuz sabahtan beri bacağımı deldi,siz de maşallah yayıldınız,ben bunları çekmek zorunda mıyım? Hayır,çocuğum yok diye,çocuğun ağlamasını,ağlıyor diye dayak yemesini çekmek zorunda mıyım? Ayrıca ben burada çocuğu savundum,hayret bişiii ya!

Ve kadın sustu.
Bir anda sustu.

Sanki ben orada kötü birşey dedim,sanki ben çocuğun ağlamasına kızdım,hayır beyler bayanlar dayak yemesine kızdım.Ne demek lan.Hem zevkine doğur,hem de susmuyor diye döv.Hayret birşey!

Korkusundan muavin bile su ister misiniz derken temkinli davrandı.Beter olsun ibne.Önde çocuk yırtınırcasına kusarken,kıçını kaldırıp çocuğa poşet getirmedi.O'na da saydırdım arada sırada ama daha da tepki çekmemek adına sustum.Ama bir raadladım ki hacular oh!

Ulan ben ki yolda kedi yavrusu görse içi sızlayan,bebekleri içine sokacak kadar sevmeye müsait,ileride anne olmak isteyen ben,resmen dün çocuk sahibi olmaktan tiksindim.Hayır,düzeltiyorum,bilinçsizce çocuk sahibi olan dümbüklerden tiksindim.
Çocuğum yok kabul,zor durumda ne olur nasıl davranılır belki bir anne kadar iyi bilemem ama benden çok yaşça küçük bir velet ablasıyım ben,o minnacıkken otobüste kusardı,kusuyor diye ne azarlardı annem ne de ağlıyor diye dayak yerdi.Olabilir bu tür şeyler.Hayır,onun bunun çocukları götlerine sahip çıkmıyor,tavşanlardan daha azgın çocuk yapıyorlar,sonrasında,2 dakka çocuk mızmızlık yapınca direkt yapıştırıyorlar,direkt şikayet ediyorlar.

Oldu annem başka?Madem öyle kendi egonuz için çocuk yapmayın bi' zagmet.

Taam sakinim.

Benim çocuğum olursa ki hayırlısıysa olsun,bööle olabilir miyim?
Sanmıyorum ama tabi Rabbim büyük konuşturmasın.
Ama yine de sizin alayınızı sikeyim e mi?

***

Yol nasıl mı bitti?
Bitmedi valla.

Mr.Peder bayram için buraya geldi,yani her zamanki evimize değil de malumane buraya*.Buranın neresi olduğu önemli değil,ööle işte.Sabah sabah kendisiyle bilimum gereksiz muhabbetleri ettik mıy mıy mıy.Kendisi beklemede,beklesin.Neymiş-miş'ine soktuğum-öğleden sonra gereksiz Gargamel halamda buluşacakmışız.Hı tabi tabi.

Neyse.
Başım çatlıyor.
Hı bi de;
Ayaklarım an itibariyle resmen ramazan davulu gibi oldu.Bildiğiniz 40 numara.Bacaklarım dersem,rahmetli anneanneminkiler gibi oldu,şiş ve mor.Dayanılmaz ağrısı var.Ama çok şükür sağ salim evime geldim.

Ve bayram,senden nefret ediyorum.
Benim bayramım,huzurla evimde oturduğum ve tabi sağlıklı,her günümdür.

Sevgiler.

Beni izlemeyi bırakan siz 2 izleyicim,size ayrıca selamlar;)

25 Ekim 2011 Salı

Çok Yanlış Anlaşıldı,Çooook!

Çok yanlış anlaşıldı,çooook!

Aslında demek istediği şeyi diyemedi ya da birçok kimsenin demeye çalışıp da diyemediği şeyi dedi Müge Anlı.Yanlış anlaşılmasın,kimsenin avukatlığını ya da savunmasını yapmıyorum ama çok yanlış anlaşıldı,çooook!

Neden mi?

Anlatayım;
Büyük bir felaket geçirdik.Hem de ne fena!Fena ve zor.Allah başlara vermesin,gerimizi beterinden sakınsın.Felaket geçirdik de felaketten hala ders alamadık.Nasıl mı?

17 Ağustos depreminden sonra ardı arkası kesilmeyen spekülasyonlara benzer ve belki de daha farklı söylemlerle gündemi karıştırdık,ne yaparız da bu felaketten kurtuluruz demek yerine.

Bilmem hatırlar mısınız,ama ben fena hatırlarım.17 Ağustos'tan sonra,bu depreme neden olanların askerler olduğu iddia edildi.Askerler mi? Ne alaka? Şöyle ki,sözüm ona Gölcük'te bulunan askeri birlikte subaylarımız,astsubaylarımız,uzmanlarımız denize sıfır o muhteşem birliklerde alem yapıp Kuran'ı denize yırtıp attıkları için bu deprem olmuşmuşmuş.Olmuş!Kim dedi?Kanıt var mı?Hadi ya!Ama kesin öyledir efenim,neden?Askerler dinsizdir,askerler haysiyetsizdir,askerler rakı içer,karı kız keser,alem yapar,din kitap söver.E bittabi vardır böyle kanı bozuklar da,amma insanoğludur,mesleğe bakmaz da yapar.Ama yok,sinek küçük de olsa mide de bulandırsa,sineğe bakılmaz,saza sövülür.Asker yaptıysa,alayı namerttir.E bittabi deprem onlar yüzünden olmuştur.

E ne alaka mı Müge Anlı?
E madem Müge Anlı askeri kuş gibi avlıyorsunuz da şimdi ondan yardım istiyorsunuz demiştir ondan kötüsü de yoktur.Hadi ya!

En son kaç şehit verdik Van'da? Askeriyle polisiyle kaç şehit?
Tabi bunu halka yormak ne yanlış!
Siktirin gidin halkın suçu ne? Ama orda askerimi de polisimi de vuran canları kurtaran yine o asker yine o polis!Hani askerler kötüydü,polislerin hepsi rüşvetçi onun bunun çocuğuydu?E ne oldu da bir anda en büyük asker bizim asker oldu? Hayda?!

Deprem.
Ders çıkarmamız gereken en büyük acı,en büyük felaket.
Daha hangi sikilmiş götün davası bu?
Daha ne askere karşıyız, şerefsiz devlet?
Yapmayın etmeyin arkadaşlar,acı hepimizin acısı.

Ve dipnot, orda ölenlerin,ordaki canların çoğu asker,asker eşi,polis,polis eşi,öğretmen,doktor...Yani benim vatandaşım,benim devletimin memuru,insanım.Demem o ki, ordakiler düşman değil can.

Ama yine de çok gidildi Müge Anlı'nın üstüne.Kadının derdi aslında açıktı, teröre hayır!Lanet gitsin teröre!Birbirinize sahip çıkın,vurmayın birbirinizin sırtınızdan,bizim bizden başka dostumuz,kardeşimiz yok demekti derdi.

Ama yok,biri birşey söyleyince vurun kahpeye olur bizim ülkemizde.Aa bu bizim şanımızdan.Aksi bize ters,racona ters hacım.

Siktirsinler ya!

Ve dahası,geçen gün 24 can'dan sonra yapılan yürüyüşler.
Her zamanki gibi bazı partilerin,ocakların,sandıkların,beylerin,paşaların şovanizmini yapmaktan başka ne işe yaradı? Tek yürek olabildik mi sizce?

Üzgünüm ama ben inanmıyorum!
Acımı içimde yaşamam pek birşey ifade etmiyor,haykırdıkça haykırasım da var,bu ayrı ama hani böyle liseli ergenlerin kafalarında şehitler ölmez,vatan bölünmez nidalarıyla,tivitler yazıp,feyste foto paylaşma yarışına girmelerine de gelemiyorum.Ulan vatanı bölen sizsiniz amk!Sizin bu tür bilinçsiz davranışlarınız!Varsa acımız var,bizim acımız,o yüzden sakin durup sıkı adım atalım.Olmaz hacular.

Hem evet,böyle yaparsak şovanistlik yapıyoruz.

Neden mi?

2 gün önce, ulan asker milleti böyle,abi en baba yerleri kapmış deyyuslar,adilere bak karıları götürüyorlar,bizim sahilde de bir tesisleri var mıkmık bıkbık diye konuşan da siz değil miydiniz?Ergenekon muhabbetine tek tek içeri sokulurken paşalar,arkasından dinsiz gavur,ne yaptı da girdi diyen de sizsiniz, e nerden çıktı bu asker sevdası? Yapmayın!

Acıları da karıştırmayın,sevdaları da,sevgileri de.

Şehite de gidene de saygınız olsun biraz.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Van için Herkes Tek Yürek!


Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:

1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30

3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947 
T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03

Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

23 Ekim 2011 Pazar

Çok Yazmıyorum,Sadece Birkaç Cümle

Şimdi nereden başlasam?

Hangi tarafı tutsam 2 ucu BOKLU değnek. Hatta at boku,hatta sıçtığımın en boku,nasıl anlatsam cıvık ve daha da yapışkan,aha öööle mide bulandırıcı bok.Boklu değnek!Hangi taraftan kendimi teselli etsem bilemedim.Bilememek de bu boklu değneğin en bok noktası.

Hayır,boka sarmadım.

Sadece çok sinirliyim.

Kolay kolay gündemden uzak konulara değindim;sinirimi,stresimi,nefretimi içime attım,yuttum,sustum,susmak kolay olduğundan değil,sadece susmam gerektiğinden sustum.Ama artık susmuyorum!

Siz!
Allah'ın yarattığına isyan ettirecek,Allah'a şirk koşturacak olan sizler,siz orosbu çocukları,nasıl kıydınız benim canlarıma,benim can arkadaşıma,beraber çay içtiğimiz,mert komutanımıza, nasıl kıydınız? O'nunla beraber nasıl kıydınız 23 fidana? Hadi,onlara kıydınız,neyinize hikmet ne hakla hizmet,nasıl daha da kıydınız 6 cana?
Ulan bi durun,bi kendi bokunuzda kudurun,adiler ibneler!

Anası babası belli olmayan,onun bunun çocukları!
Siz nasıl kıyabildiniz!
Nasıl?!

Ne kardeşliği ne canı ne feryadı!
24 can giderken,ne kardeşliği? Öncesinde giden 13 can!Daha onların acısı dinmeden,nasıl böyle bir adilik,orosbuluk yaptınız? Gerçi bu soruyu insan olana sormak lazım,siz insanlıktan nasip mi aldınız ki size soralım?!

Canım yandı,canım yandı.

Daha kaç fidan,daha kaç baba,daha kaç nişanlı,kaç evlat,kaç eş,kaç asker!
Yeter!

Birileri dur desin!
Caddeler dolup dolup taşacağına yürekler yanacağına birileri dur desin,yeter!

***
Ne oluyor?
Ülkeme ne oluyor?
Nasıl bir lanettir ki ne oluyor?
Ne terörü bitiyor ne depremi ne laneti?
Ne oluyor!
Neler oluyor!
Allah kahretsin!

21 Ekim 2011 Cuma

@İstanbul


Yukarıdaki resme dikkatle bakarsanız, 14 gündür neden yazmadığıma dair fikriniz olabilir.Evet,taşındım.Şöyle ki;

Beni mazur görün.Ya da görmeyin,valla ne desem şimdi saçma olur.Hani beni zaten 4'er gözle beklemediğinizi de biliyorum ama ben anlatayım;hayır,regl zamanım değil amma biraz alınganım bu aralar,uy Sevdiceğim nasıl da tahammül ediyorsa.Pes!

Evet,istifa ettim.Mesleğime dönebilmek adına,işimi,rahat imkanları bıraktım.Deli cesareti mi derler benimkisine bilemem ama bir anda kendimi İstanbul'da buldum.Oysa sadece denemek istemiştim.O süreç fena zorlu geçti,nereye gitsem aptal şapşal ücretler,azizim işverenlerin götüne girsin kazandıkları paralar,zehir zıkkım olsun.Derken,yağmurlu bir günde işte pat diye hem de çooook kaliteli bir kurumla görüşüp kabul edildim ve zaman bir anda hızla akmaya başladı. Pazar görüşme,pazartesi eve dönüş ve derken cuma evden ayrılış.Yalan söölemicem,ailemden ve biricik köpeğimden ayrılmak çok zor geldi.Yanlarında ağlamamak için kendimi zor tuttum ama yol boyunca ağladım.Her ne kadar Sevdiceğim'le aynı şehirde olabilmek canıma can da katsa e durum farklı işte,canan sayısı çokken fena zor oluyor.Derken,

İş hayatına hızla giriştim.Resmen götümden soluyorum ve an nefes alacak vaktim yok.Vaktimin olmamasından şikayet etmiyorum,ne zamandır bunu bekliyordum aslında ama işte ha bismillah n'oluyoz lan, olmadım desem yalan olur.Olsun laaan!

Çalıştığım kurum harika,şartlar gayet iyi,insanlar kaliteli.Çalışma saatleri çok ama ortamım o kadar harika ki inanın dert etmiyorum,boşluklarda Banu Alkan'ın videosunu izleyip geyik yapacağım insanlar var çoook şükür.Dahası resmi kıyafet giymemek,converse + jeans ile işe gitmek,o yeah fak it babe!Harika!İşverenimize laf bile etmiyorum,adam cidden esas,ööle işveren işalan :p olayı da değil,laaan şükür!

Bana daha yenisin olm,sen 2 gün sonra göreceksin babayı
diyorsanız,yanılıyosunuz hacular,yıllardır o kurumda çalışan anası babası el olan insanlara da sordum,aldığım cevap inanın beklenenden iyiydi: E bi zaagmet maşallah!

Bu arada İstanbul ne kadar oynak bir şehir!Sımsıcakken bir anda soğuyor,resmen erkek milleti gibi!E tabi arada siz erkeklere de giydirmek gerek!Fuck!Daha öncesinde yaşamadım mı bu şehirde? Tabi yaşadım da e şimdi daha bi farklıyım gibi falan.

Of taam,şimdilik bu kadar yeter.
Uykum var.
Hı,İstanbul'daysanız ve kalbiniz bi yerlerde sevgiyle atıyorsa,size gelsin:

cCc Love cCc

7 Ekim 2011 Cuma

"Anası Orosbu" Dediler,Önce İnanmadım,Seni Tanıyınca,Az Demişler,İnandım!


Havalar bir ısınmadı gitti.
Eveeeetttt,yanlış duymadınız,bir ısınmadı da gitti.Efenim,kışları çok sevsem de bu aralar kemiklerim sızlıyor,sanırım sağlık yine ciuuuv olacak,tövbe.E bittabi geldiğim günden beri,götüm yer görmedi.Sevdiceğimle gitmedik ilçe,mahalle,yer,köy,sokak,kaza kalmadı.Abartmayayım taam ama aktarmalı aktarmalı oraya buraya görüşmelere gittim.

Hı,evet duymayanlara duyurulur: İstifa etmeye karar verdim.İstifa etmeden önce alınan sağlık izniyle,İstanbul yollarına kendimi attım,geleli kaç gün oldu bilmem ama zaman ne çabuk geçti pof.Aman Allah'ım.Hı,iş görüşmelerine gelince,Allah'ım istifa etmekten vazgeçmek üzereyim,yalan deel.Piyasa n'olmuş azizim?!Orası burası orosbu çocuğu dolmuş!Verilen ücretler tatmin edici mi?Bu da tartışılır,neticede şuan sözleşmeli çalışsam da maaşım çat çat yatıyor,of ama bir yanda sağlık ve bir yanda İstanbul,daha sosyal,daha sivil bir hayat.Ne biliiim.Daha buralardayım,neticede bakayım,gidip görüşelim de Sevdiceğimi fena yordum,ordan oraya çok yordum.Ve İstanbul bana iyi geldi,yalan değil.İştahım açıldı,mesela az önce kocaman bir pizzayı cukka mideye indirdim.Hı,yine evet konuları karıştırdım di mi?Ama sinirlendim de biraz.

Şimdi efenim,oturduk,Esra Erol izliyorum da burda bir kaşar,bir şıllık,bir orosbu var,Alev diye,tam skmelik,hayır,tecavüz etmelik,yeakyeak bu sözler çok tanıdık ueuha,hatun öööle densiz ööle gerzek ki tam bööle ıslak sopayla döveceksin,ay kim çıksa bilmiş bilmiş mıkmık konuşuyor,Rabbim neden neden neden bu karıları da "hatun milleti" içinde yer aldırırsın? Bunları farklı bir cinse katsan?

***Annen baban var mı?
***:o Yogh,ben piç kurusuyum!
***Kiritirlerimiz uymuyiii Esra hanııım.
***Orrosssspuuu çocuyuuu!

Allah'ım taam taam sakinim.Ne diyorduk?

Hı,işte İstanbul bana fena iyi geldi,gelmesine de kardeşim geldiğimin 2.günü öööle bir yağmur bastırdı ki,ne yağmuru,sel resmen,hatta gök delindi,direkt üstümüze üstümüze,ayakkabılar su,çoraplar,saç,makyaj falan filan derken,evet,ööle iş görüşmelerine gitmeme rağmen,İstanbul bana nasıl da afilli geldi,e gelmez mi?Malum nedenler;)

Ama annemi,kardeşimi,biriciktontonumu,Böcük'ü fena özledim.İtiraf ediyorum en çok da köpeciğimi,oğluşumu özledim.Her sabah,ben uyurken,beni uyandırmak adına,yatağıma taşıdığı oyuncaklarıyla oynamasını,sonrasında pati atmasını özledim.Uyyyy!

Hayvan beslemeyenler,onları can'ı bilmeyenler benim şu an ne demek istediğimi çok anlayamaz,anlayamadığı gibi de komik bulabilir ama işte,uy!Yirim lan!

Taam,konudan konuya atlıyorum,anladım.
Bu arada,işverenlerin onun bunun çocuğu olduğunu söylemiş miydim?
Mesela,bir iş için görüşmeye gittim,itoğlu meslektaşım olmasına karşın,ben odaya girince nezaketen ayağa bile kalkmadı,hadi onu geçtik,bir tokalaş azizim,ne gezer!Hatta,kendisi çay içti,at sidiği içesice de bana içer misiniz demedi,ulan o yağmurda gelmişim,bir ikram et di mi?Ne gezer!En son nokta,masa altında sigara içiyordu,keşler gibi,o an anladım ki Mahsun Kırmızıgül'ün evrim öncesi hali bile bu herife bin basardı!Utanmadan,bana yarın başla dedi,sanki benim ha deyince başlayacak durumum varmış gibi.Hayır,beni ısrarla arayan soran da sizsiniz,n'oluyor lan!Derken,tevazuyu elden bırakmadan çıktım,beni meraklı gözlerle bekleyen Sevdiceğim'e,gidelim dedim ve çıkışta beraberce saydırdık.Laf aramızda kendisi de şoklarda,senin o CV kaç kişi de var diyor,e haklı,haklı da ses edemiyorum ki artık eskisi kadar sükseli bir mesleğim yok çünkü,Allah sizin belanızı,sistemi bok eden sizlerin evet!Üzülüyor,ben de çok üzülüyorum ama biraz neşelendirmek için çabalıyorum,ama o beni neşelendiriyor genelde.Tartışıyoruz gerçi bazı bazı ama neyse pof!Derken,dün yine aradılar o yerden,hatta kaç kere aradılar,Taksim'deyim gelebilirsem dedim,sonra kaç saat sonra gittik beraber,verilen ücret artmış,çalışma saatleri düzelmiş,hedehüde.Hani çay içiyordun ulan denyo karşımda?Düşünürüz deyip çıktık ve arayıp olmaz dedik.Beter olun ibneler!

Ezan da okunuyor,Allaaam sen hepimizin gönlüne göre ver!
Bu arada,RTE'nin annesi vefat etmiş,üzüldüm lan.Ne diyelim,Allah affetsin,çok fazla küfür yemiştir tanınmadan ama ne diyeyim,yattığı yer cennet falan.

Gittim ben,yine konudan konuya atlamaya gelirim.

xoxox

4 Ekim 2011 Salı

Mim: Ben Erkek Olsaydım

İtiraf ediyorum, erteledim.
Her ne kadar mıymıy konuşup Bir İnce Ses'in başının (!) etini yesem de erteledim.
Önemsemedim değil de şey kem küm, zamanım cidden olmadı, olamadı.
İş güç,hastalık sağlık, hede hüde, falan filan derken biraz erteledim ama asla ve katiyyen unutmadım.
O yüzden kendisine yeniden merc' diyoruz efenim.

Gelelim mim'in konusuna;

"Bir gün için karşı cinsin bedenine girseydik, ancak ruhumuz ve beynimiz aynı kalsaydı, ne yapardık?"

Şimdi hocalar, ruh ve beyin aynı kalıp da erkek bedenin de ne bok yiyeyim? Erkek olsam, ne yapayım kendi beynimi ve ruhumu ve hedemi hüdemi.Ulan benim gibi hatunun beyni de ruhu da bir erkek bedenine fazladır,fazla gelir,kimse kusura bakmasın.

Öyle erkek olup da Üsturupsuz ruhunu heba edemem lan.Vallaha da billaha da hiç heba edemem.Taam sakinim.

Ama farzı mahal ben erkek olsaydım, herhangi bir erkeğin bedenine girseydim, önce erkeklerde merak ettiğim şeyleri yapardım: ereksiyon nedir sabahları kalkıp kurduğum çadıra bakardım,neticede vücudumuzu tanıyalım,görelim hesabı;sonra sabah sabah 2 el 31 çekerdim, ama abazan ergenyuslar gibi "18 santim,19 santim" diye bıdı bıdı oraya buraya yazıp kendime hakaret etmezdim o ayrı. 31 olayını da sadece merağım gitsin diye çekerdim,yogsam bi skim işe yaramayan,3-5 saniyelik heyecanı olan 31'i ben n'apayım.

Sonrasında, gider hayvanyuslar gibi kahvaltı yapardım,neticede yediklerim anında eritebilecek kas sistemim ve harika bir metabolizmam var.Ne şanslı hergeleyim lan.Selülit derdim de yok.Oh hayat bana güzel.

En afilli halimle dışarı çıkar, karı milletine yüz vermeden gidip bir pub'ta erkek milleti ne bok yer diye gözlemlerdim,neticede ertesi gün yeniden hatun olacağım, deel mi?

Ordan çıkıp ne yapardım?

Bizim elemanlarla toplanıp araba,karı-kız,futbol konuşup eve gelip yine 31 çekerdim.
Neticede, erkeğim,hayatım bu kadar basit,sıradan,sıkıcı,hııı bi de monoton işte anam babam monoton.

E şimdi n'alaka? Bu kadar mı yani?
Yogh,ben erkek olsam başka ne yapmazdım?

* Önüme gelen karıya kıza laf atmazdım, laf atılacak olana atar,atılmayacak olana saygı duyardım.

* 7/24 porno izlemezdim,sağlık açısından zararlı hacular,prostata neden olabilir,haberiniz olsun.
Ayrıca porn izlemek için erkek olmaya da gerek yok, hani bunu özelleştirmenin anlamı yok,neticede hatunlar izlemiyorsa,boka bulaşmamak istediğinden.

*
Önüme gelen karıyla kızla yatmazdım,yatarsa da kesinlikle korunurdum,neticede condom diye bir zıkkım var,sağlık falan yani,dikkat etmek gerekir.

*Sokaklara,sağa sola,sümkürüp sümük bırakmazdım,balgam çıkartmazdım,ulan pisliğime pislik katmazdım,
vakti zamanında eskiden yani dedemiz babamız boşuna kumaş mendil kullanmamış,biraz örnek alalım lütfeeen!

vs vs vs vs...

E ben erkek olsam başka ne yapardım? Valla ne yapmayacağımı biliyorum da ne yapacağım konusunda hala muamma yaşıyorum hacular. E sanırım ben bu zihniyetle adam gibi adam olurdum,milleti önümde mim durdururdum.E dolayısıyla bu mim,

Pippi Haşmet'ime,
Laliş'ime,
OrangeLove'cağıza gelsin.

Hı bi de, ben iyi ki hatunum lan,çok şükür!

Sevdiklerinize Doğum Günü Hürriyet'i Verin



Hürriyet Gazetesi'nden okurlarına doğum günü, sevgililer günü, yıl dönümü ve diğer tüm özel günler için unutamayacakları bir hediye fırsatı!

Doğduğunuz gün Türkiye'de ve dünyada neler olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Hürriyet, ilk yayın tarihi 01.05.1948'den günümüze kadar olan tüm baskılarının birinci sayfalarını kullanımınıza sunuyor. Bu sayede aileniz ve sevdiklerinize, doğum günlerine ait sayfayı armağan ederek bu özel günleri unutulmaz kılabilirsiniz. Ya da dilerseniz kendi doğduğunuz güne ait gazetenin ilk sayfasını sipariş edip saklamanız mümkün.

Size özel Hürriyet'inizi, orijinal gazete kağıdına baskılı olarak farklı ebatlarda seçebilirsiniz. Ayrıca ister karton tüp içerisinde, ister özel kutuda, isterseniz de oldukça şık bir ahşap çerçeve içerisinde sipariş verebilirsiniz.

Bunun için tek yapmanız gereken http://satis.hurriyet.com.tr adresini ziyaret ederek istediğiniz tarihi belirtmeniz!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

22 Eylül 2011 Perşembe

Çocuğunuz İnternetteyken Gözünüz Arkada Kalmasın!



Hızla dijitalleşen dünyaya çocuğunuzun da ayak uydurmasını ve bilinçli bir internet kullanıcısı olarak yetişmesini isterken, güvenlikli bir site bulamadığınız için gözünüz arkada mı kalıyor? O halde en kısa zamanda Tipeez.com’u keşfetmenizi öneriyoruz. Çünkü 1.000.000 çocuk her gün Tipeez’de buluşuyor!

Güvenlikli alt yapısı, çocuk ve gençlere yönelik birbirinden farklı ve eğlenceli faaliyetleri ile Tipeez.com, Türkiye’nin en çok tercih edilen çocuk ve gençlik portalı. 7-14 yaş arası çocuklar Tipeez.com’da güncel haberleri takip ediyor, birbirinden eğlenceli oyunlar oynuyor, hediyeli yarışmalara katılıyor, kendi makalelerini yazabiliyor, kişisel ajandalarını tutabiliyor.

Tipeez, güçlü güvenlik önlemleri, ebeveyne kontrol yetkisi sağlayan özel sistemi ve çocuklara kişisel bilgilerini açıklamadan veya kaba bir dil kullanmadan kendi yaş grubuyla konuşma özgürlüğü veren patentli programıyla, Türkiye’deki her iki çocuktan birinin ve ebeveynlerinin tek tercihi.

Sizleri de, Tipeez'i çocuklarınızla birlikte keşfetmeye ve sitenin size sunduğu imkanlardan yararlanmaya davet ediyoruz: www.tipeez.com


Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Eylül 2011 Salı

Hastalığın Tek İlacı : MORAL



Dün akşam feysbuk'ta "Yakın vakitte sosyal sorumluluk adına bir projem olacak" demiştim,aslında yanlış yazmışım,bu proje benim değil,bizim projemiz olacaktı.Bu yüzden öncelikle hepinizden özür dilerim.Ve konuya başlayayım:

Daha öncesinde, bu yazımda Birşeyler Yapabiliriz demiştim.Demiştim de biraz havada kaldı yapma isteğim.Ama artık havada kalsın istemiyorum.Birkaç gün önce, sevgili Elçin'den bir mail aldım,sizinle de yukarıda paylaştım.Üşenmezseniz hacular,bi zaaagmet okuyunuz,ediniz.Fikir veriniz.İtiraf etmek gerekirse, Elçin'e özendim,gıptalar ettim.

Sivil hayatımda sosyal sorumluluk gönüllüsü olan ben şimdiye kadar sadece eğitim adına çaba sarfettim ancak lösemili arkadaşlarım,kardeşlerim için birşeyler yapmadım,yapamadım da onları öyle görmeye yüreğim kaldırmadı.Nasıl kaldırsın ki? Minnacık bebekler,minnacık güzel çocukları öyle kablolar içinde görmek...Ne yapabiliriz?

Elçin'in de dediği gibi,elden ne gelir,ne yapabiliriz ki diye kenara çekilmek hiç birimize yakışmıyor,hiç birimiz bu kadar basit,düzeltiyorum korkak insanlar değiliz.Sanmıyorum.Değilizdir,eminim ve biz birşeyler yapabiliriz.Ama nereden başlamalıyız?Fikriniz varsa,hemen paylaşın,çünkü ben kendi çapımda minik minik girişimlere başladım ama bu minik girişimler kime yeter? Ülkemizde kimin eli kimin cebinde,kim kime dum duma durumundayız,herkes kendi eşeğinin derdinde,yan apartmanda komşumuz öldürülse tek derdimiz,aman bizi öldürmeseler oldu.Benciliz hepimiz,yalan değil,bencil olmayan insan mı vardır? E peki n'apsak?

Yapsak birşeyler işte,mesela evde kullanmadığımız hikaye kitaplarını hediye paketleri yapsak göndersek?3-5 tl ayırıp birleştirip şööle 2-4 arkadaş minik hediyeler alsak,bi gün sadece bi kaç saatimizi ayırsak,ne bileyim,çorap alsak,plastik bebekler alsak,ufak minik arabalarımız varsa onları hediye etsek...Birşeyler yapsak işte.

Bunlarla ne faydamız olacak diye düşünmeyin,inanın hastalıkların en büyük ilacı: MORAL!Moralden öte hiç bir ilaç,hiç bir iğne yok.Hele ki kanser gibi lanet,Allah belası bir hastalığın tek tedavisi moral.Her gün fare zehri damarlarda dolanırken bir insanı hayata bağlayan,ha gayret dedirten tek şey,sevdiklerinin ve bazen de tanımadıkları kimselerin verdiği destek,verdiği moral...Evinizde öyle köşede duran kitapları,oyuncakları çıkarsak...Paketlesek,süslesek...Toplasak...Götürsek...

Ne bileyim,birşeyler yapsak...
Ama KESİN yapsak...
Siz de fikir verseniz de yapsak...

Yüreğinize sağlık...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Kıskançlık Fenadır Azizim Ama Seven İnsan Kıskanır

Kaç gündür İstanbul'dayım bilmiyorum,dediğim gibi güzel günler göz açıp kapayıncaya kadar akıp geçiyor,ne boktan bir durum.Eve dönme vakti yaklaştıkça daha bir gerilmeye başladım,sanırım.Ama olsun,ne de güzel günler geçirdim,çok şükürbinAllaaaam.Sevdiceğim de,oy yerim onu ben,ne de ilgilendi benimle,sanırım giderek alışıyoruz birbirimize.Nazar etmeyin ha sakın,oyarım.

Birçok yeri gezen ben,Aşk'la bir kez daha İstanbul'u fethettim.3 gün öncesinde bir çıktık,pir çıktık.Her bir yeri aynı gün dolaştık da durduk.Eminönü'nde balık ekmekten başladık,geceyi geceye katıp pır pır aşkla söndürdük.Uy yirim yirim lan!

Ufak tefek minik minnacık tartışmalarımız oldu tabi,olmaz mı?Neticede farklı 2 kişiyken,tek bir yürek olmaya çalışmak,zor anam zor.Ama zorluğun da tadı başkadır gari.İtiraf etmek gerekirse genelde tartışmalarımız benim kıskançlıklarım üzerineydi,olabildiğince sakin ve sessiz olan,tepkisini sakince veren ben,son zamanlarda fena hırçın mı oldum diye bir an kendimi tarttım ama sanırım bunlar ayların,yılların birikimi.Uy ama nasıl da içim acıdı sonrasında,neticede durduk yere saçma sapan olmayan karılar yüzünden,sanırım hala korkuyorum,taam itiraf ediyorum hala korkuyorum,bana olan bağlılığından şüphem yok,varsa gelin suratıma tükürün de işte anam karı milletiyiz biz,öyle bazı bazı celallenebiliyik,bok var ha!Sevgilim şimdiye dek,bu ilişkiyi ayakta tutan benim derdi de hııı derdim,ancak fark ettim ki benim bazı parlamalarımı görmezden gelen kendisi.Peki acaba şey kemküm bu parlamalara neden olan da kendisi olmasın mı? Taam ya,sustum,he bi de seni seviyorum birtanem,pirtanem,gurban olduğum uy!

Aslında olabildiğince uyum insanıyımdır,hani ortama girince öyle kendimi yerli yersiz övmelerim,saçma sapan triplerim,kaprislerim yoktur.Harbi yoktur,karı milletinin trip atmasına da en az erkek milleti kadar tilt olurum.Vay orosbuuuu kime lan havan,skerim dediğim vakitler yok mudur? Ohooo,ne siz sorun ne ben söyleyim.

Malumane bir hatun diğer hatunu kendisine rakip görüp türlü taklalar atarak ençokbenimleilgilensinyoksaoyarım moduna girebilir.Normaldir,karı milletinin aklı bazen böyle boş beleş işlere çalışabilir de böyle hatunlardan da olmadım da lan bu kıskançlık yok mu?Sokarım.Ama ama ama napiiim.

Bi de şu var tabisi,erkek milleti kadınların bitmek bilmeyen kıskançlıklarından yaka silkerken kendileri bizzat,alenen ve inatla kadınlar üstüne ambargo koyup kendi borularını öttürebilir,bunun adına da kıskançlık değil,sahiplenme diyebilir.Ama kıskanç erkek de candır.Gerçi benim bey kıskanç olmamakla beraber acaaaayip sahiplenir,uy maşallah lan eniştenize,durun bir götünü kaşiiiim:p

Bugün sevgilim ve ev arkadaşıyla,okuluna gittik,zaten ne zaman gelsem bir posta uğrarız,iş güç belgeler derken bir şekilde yolumuz düşer.Kendisi okula gittiğimiz için beni yorduğunu düşünse de ben onunla birşeyler yaptığım,onun hayatına dair birçok şeyi paylaştığım için mutluyum.Neticede nefes aldığı ortamlarda nefes alıyorum,ne büyük bir gurur.

Kısa bir koşturmadan sonra,kahve ısmarlamasına hayır diyemedim.Oturup geyik çevirirken, bir anda bir hatun gelip birşeyler derse sakın yanlış anlama diye söyledi.Anlamadım önceleri,e ben çoksorusormadanalgılarımamasorusormayıseviyorum kızlarından olduğum için neden demeye kalmadan,karşıdan bir hatun çıkıgeldi ve ne demek istediğini anladım.

Hatun yerli yersiz hareketler ve sözlerle ve dahasıyla beni delirtmeyi başardı.Önce adımı yanlış söyledi,sonrasında beni yengeliğe yakıştıramadı,sonrasında bakbiznekadarsamimiyizherdaimgörüşürüzhattapaylaşımlarımızsonsuzdursendekimsin mesajını vermek istercesine mal mal davrandı.Hatun,diğer hatunu istemez klasiğini yaşamamak için sustum.Ama içimden karının üstüne SmackDown karakterleri gibi atlayıp saçını başını yolup ağzını burnunu kırıp orta yere,hayır hayır İstanbul çöplüğüne bırakmak geçti.Çöpçülere bile yük olmazdım,hanisi o kadar.Orosbuya bak sen,gelmiş bana böyle mıkmık konuşuyor,lan yamuk bacak,sen kimsin lan!Bizimkine de kızdım,götüme göbeğime takılıyor da orosbuya zayıflamışın diyor,zayıflasa nolur zayıflamasa nolur.Göt.Taam sakinim.

Allah için,sevdiceğim pırpır kızdın mı,kırıldın mı,n'olur yanlış anlama diye gönlümü almak istedi de ben O'na hiç kızmadım ki,nasıl kızayım?Elin orosbusu gelip kevaşelik yaptı diye ben gurur duyduğum Aşk'a neden kızayım?Gerildim,yalan deel,ama gerginliğimi yansıtmamak için sustum.Derken,

Az önce muhabbet arasında sabahki olaylar açıldı,pat diye patlayıverdim sevdiceğime,ah ulan Rıza,neden patladın!Patladım amk,hem de hayatımızda olmayan,olmayacak,olsa da gram değeri olmayacak bir kevaşe için.Ama işte amk kıskançlığı,ne fena bir olay.Sikti bıraktı geceyi.Hata yaptığımı kabul ediyorum da ah.Üstelik bugün tanışmamızın 1.yıl dönümü!

Sevgilim özür dilerim ama benim üstüne titrediğim,bakmaya doyamadığım can'a,elin kevaşesinin öyle mıkmık davranmaya yeltenmesine dayanamıyorum.

Kimse alınmasın,darılmasın ama bazı karılar cidden sadece sikilmek için.Sikip atacaksın,hatta üstüne para da alacaksın.O kadar yani.Bugün anladım ki erkek milleti çoğu zaman haklı.Ah ah.

İstanbul seninle güzel sevgilim,sen varsan İstanbul var.

11 Eylül 2011 Pazar

İstanbul Sever Seni,Ben Seni Severken

İstanbul'da yaşamış ve dahası neredeyse her ay İstanbul'a gelen biri olarak halen İstanbul'un nesini sevdiğimi bilemiyorum. İstanbul'u İstanbul yapan ve dahasını onu anlamlandıran sevdiğim,onun varlığıdır, şüphesiz ama İstanbul'un İ'si bile ayrı güzel,kimse kusura bakmasın.

İstanbul'a dair birşeyler yazmamamın sebebi de aşikardır aslında.Televizyonda bile İstanbul adı geçince içimden derin derin bir oooof çekip özlemeye devam ederim,özledikçe özlerim.Her ne kadar yüreğimin bir yeri Ankara için atsa da,ağır basan taraftır İstanbul.Neticede İstanbul demek,O demek.Yarım değil,tamamım.

Kaç gündür bu güze şehirdeyim,kaç gündür aynı nefesi alırım,kaç gündür kafamı yastığa rahat koyup mis kokuyla uyurum uyanırım bilmiyorum,saymadım.Zaten onsuz geçen her günüm nefes almaktan ibaret,yaşamaksa onunla.

Sayılı günün kötüyken geçmesi için dua eden ben,bitmesin bitmesin diye yalvarırken,aslında bu güzel günler ve O için, kaç rekat şükür namazı kılmam gerek,bilemedim.ŞükürAllahımaBinMaşallah!Demeyenin çükü düşsün!

Ama İstanbul.
Burada deniz daha mı mavi,gökyüzü daha mı aydınlık,farkı yıllar yılı fark edemedim.Harem otogarındaki o görüntü mü yoksa köprünün üstünden geçerken ki o manzara mı beni benden alır bilemedim.Tek bildiğim,Esenler'e inen hiç bir yolcunun benim kadar heyecanlı,mutlu,huzurlu ve çok şükürlü olmadığı...Şükür,bin şükür.

***

İstanbul'un birçok yerinde fink attım zamanında,gerek babamla gerekse can kardeşlerimle birçok yere gidip geldim.Ancak uzun süredir ilk kez dün akşamüstü aldığım keyfi almadım.Kısacık,daracık zamanda geçen 1 kahve 2 çay muhabbetiydi oysa.Keyifsiz geçen zamanlardan sonra ortamın sıcaklığı ve abi muhabbetiyle keyfe geldim.

Nerde kalmıştık?
Hı evet,dün akşamüstü.
Bakırköy'de gayet yol üstü bir kafede buluştuk Tutsi abiyle.Ben,sevdiceğim ve Tutsi abi.Beni bilen bilir,adımı,sanımı,hedemihüdemi ifşa etmekten pek hoşlanmam,dahası buluşmalara da gitmeye pek gönüllü olmam.Sanırım bu benim ilk blogger buluşmamdı yeakyeak.Yanlış anlaşılmasın,güven meselesi değildir bu aslında da neyse uzatmadan mevzuya geçeyim.

2 geyik 3 çaydan sonra yemek faslı.Sonra,gırgır sohbet.Güzeldi.
Yalan değil,abim beklediğimden daha da abiydi.Zaten gerek feyz gerekse birebir sohbetlerde,kendisine abi diyen sevdiğimin de abidir o,cidden abidir demesiyle,kendisine abi imajı çizen biriydi Tutsi abi.Cidden öyleymiş,duyurulur.Şşşt.

Çaydan sonra yemek derken, iki lafın belini kırdıktan sonra ayrıldık.Taam,yalan söölemicem,alayınızın dedikodusunu yaptık.Hatta beni tanımadan benim hakkımda dedikodu yapan kimselere nazaran, senin hakkında iyi şeyler demiyolar diyenlere selam olsun,daha manidar dedikodular yaptık,yalan olmasın işte.Yogsa dedikodular bi sır mıydı? Tutsi abi'den ayrıldıktan sonra biz dedikodu yaptık,abi kusura bakmayasın yuehuaueha.

Akşam İstanbul trafiğini bile skimize takmadan eve gelip, az biraz dizi,WOW derken gün bitti.
Bitti lan.

Yoksa burada günler daha mı hızlı akıyor? Vay amk.
Kötü gün geçmezken gün iyiyken-hamdolsun-neden hızlanır da biter?

24 saat 25 saat olmaz mı?
Ya da sonsuzluğa uzanan bir yol varsa,gidelim ulan.

Buraya gelirken mutluyken,giderken hüznün...
Amk!

Yok daha gitmiyorum da uhea n'apalım,Allah huzur vere,sağlık vere,gerisinin amk!
Hı bi de, İstanbul sevdiğimle daha güzel.

Ve kalbim daha pır pır pır pır.

Şükürler olsun,maşallah demeyenin de çükü düşsün!

10 Eylül 2011 Cumartesi

8.Geleneksel Anket Haftası: Rengini Belli Et Dostum!

Kaç zaman önce bir anket yapmıştım ve efenim neredeyse en çok oy alan (33) anket oldu.Sevindirici bir durum aslında,e izleyicisi,takipçi sayım arttığına delalettir.Görünüre bakınırsa efendim siyah ve mavi en sevilen 2 renk olmuş.E şimdi ben bu anketi neden mi yaptım?Her zamanki gibi hiiiiiç.Piçlik olsun diye agalar,sıkıntı yoktur umarım.E madem yaptık bu anketi,e yapalım da yorumları.Buyrun hacular;

Bana noktadan,virgülden sonra boşluk bırakmıyorum diye özelden eleştiri bırakan arkadaşlar,saygılar.

Turuncu: Yumurtaya diş macunu testi yapan bilim adamları mıdır yoksa renkler için psikoteknik geliştiren bilim adamları mıdır bilinmez, bu rengi seven insanların neşeleriyle dikkat çektikleri,tam anlamıyla bir eğlence adamı,sokak adamı,efenime söyleyim, bazı zamanlar birer sürtük oldukları,daha amiyane tabirle neşe kaynağı olduğunu belirlemiştir. Öyle bir neşe ki efenim etrafındaki insanlara neşe veren,huzur veren tipler bu rengi severmiş.İroniktir ki Uzak Doğu'daki kel kafalı din adamları da hep turuncu giyer ama onlar da neşe namına bi sik yoktur,huzura gelince ııım.

Ancak turuncu gergin adamı daha gergin de yapabiliyormuş,azmış kudurmuş adamı daha da kudurtup tecavüze uğramanıza neden olabiliyormuş.Özetle,dışa dönüksen daha bi ortam bebesi olabiliyorsun hocam,gerek cinsellikte gerekse normal hayatta daha bir mode:on/activated şeklinde olabiliyorsun.Raad ol.

Mavi: En sevdiğim renklerdendir,yalan olmasın.Laf aramızda Sevdiceğim de bana çok yakıştığını söyler ama cidden yakışır ueha.Uyyy O'na herşey daha çok yakışır.Taam sustum.Maşallah! Mavi candır,kandır,hoştur,İstanbul'un denizidir,huzurudur.

Mavi sevenler fan club olarak,bu rengi sevenler 6th sense olayında uzman olduğu, barış ve insanlık adına birçok konuda gönüllü olduğu söylenmiş.Doğrudur.Bu rengin adamı iç huzurunu dünya malına değişmeyen insanlardır.Ulan bi saks mavisi gece kıyafeti için az mı iç çekerim,oyhş.Derken, bu rengi göz önünde tutmak esastır.Dua edin de oğlunuzun kızınızın gözleri mavi olsun,baktıkça sevdiği huzur bulsun.Vay amk redif oldu.

Fark ettiniz mi bilmem ama genelde hastane ve okulların duvarı da mavidir.Huzur için hacum,huzur.

Kırmızı: Ateş beni çağırıyor!E bilindiği gibi bu renk,nefretin,seksin,ihtirasın,şehvetin ve dahasının rengidir.Kendi deneyimlerimi göz önüne alırsak,ne zaman kırmızı giysem daha canlı,daha eğlenceli,daha motive edilmiş oluyorum.Halim yokken tek bir kırmızı darbesiyle,mesela kırmızı bir oje,yazları nar çiçeği,kışları bordo,genelinde bayrak kırmızısı, daha bi canlıyım hacım.Ama buluttan nemi ayıran bilim adamları,insanı boğayla özleştirip,oysa boğalar renk körüdür,bayrağa saldırır,kırmızının agresif insanı çileden çıkardığını söylemektedir.Yalan!

Bu arada hacular kabul edin,kırmızı herkese yakışmaz,hele ki karaya yakın esmerler,hatta esmerlerin çoğu lütfen kırmızıdan uzak durun.Kırmızı ruj sarışına daha çok yakıştığı kavramını da unutun,en iyisi buğdaydır,kahretsin! Ve lütfen kırmızı iç çamaşırı giymekten vazgeçin.Hayatımda en sevdiğim renklerden biri de olsa kırmızıyı bi donda görünce kusarım.Ve,

Lütfen tırnaklarınızda yarısı silinmiş,yarısı duran ojeleri tutmayın.N'alaka? E genelde güççük bebelere kırmızı oje sürüp bırakırlar,bögh.Bunun sağlık kısmını geçtim,tırnaklarda ojeler silinir,öööle çirkin görüntü.Of.Taam.

Yeşil: Bonus reklamını hatırlayın,sonracığıma Kuveyt Türk'ü.Sonrasında, doları.Amerika'nın yapmış olduğu en mantıklı psikolojik baskıdır aslında,doları yeşil rengi yapmak.Yeşil,güven rengidir ki yeşile bayılırım.Ulan her renge bayılırım ben.Çimen,orman,yeşil gözler,yeşil kazak,yeşil çay,yeşil göz kalemim,hedehüde...Her birisi beni mutlu ederken meğersem beni daha güvenilir yaparmış.Demem o ki,yeşil rengi,güveni,dingin bir ruhu,devamlılığı temsil edermişmiş.Edermişmiş de sakın ha itin kopuğun tekine gözleri yeşil diye kapılmayın,sonra böbrekler elden gidebilir uhea.

Kahverengi: Bu senenin neredeyse rengidir,yanılıyor muyum? Taba rengi,deve tüyü,çamur tonları derken aldı başını gidiyor.Kahveye aşık herkes kahve tonlarını sever de bu sene top oldu anasını satayım.Hatta bazı bazı bögh getirdi de, bu renk genelde bana din öğretmenlerimi hatırlatır.Klasik adam rengi gibi gelir derken,bilim adamları bu rengin, önder kişiler tarafından tercih edildiğini dikte etmişler.Bu rengi sevenler,eğitim ve öğretim konusunda da sağlam ve dirayetli,az buçuk da inatçı olurlarmış.Vay amk!Kahve candır derken ne haltlar öğrendim.

Lacivert: Sarının yanındaki laciverte kurban olurum.Pardon,konumuz bu değildi sanırım.uhea.yeakyeak.Ahmet Şerif İzgören'in bir kitabında okumuştum,lacivert rengi, büyük firmaların tercih ettiği ilk renklerdenmiş.Çünkü,bu rengin adamı,uyum,başarı,liderlik üstünde kendine rakip tanımazmış.Düşününce,birçok büyük firma laci rengini tercih etmiş.Marka adı verip reklam yapmayalım da uehauh bu rengi sevenler, burunlarını indirmediğinden sakin ve na-rakipsiz olurmuş.E sevelim sevelim.

Sıçtım laciverti derken bile belki de kendimize rakip tanımıyoruz.Ne dersiniz?

Pembe: Gönlüm sen de.Bu rengi anlatmama gerek var mıdır? Bu renk,temiz sevginim,masum sevginin,kibar sevginin,uy sevgimin rengidir.Mistir.Kız rengi diye atfedilse de,kız rengi değildir; saf sevginin,hayal etmenin,misliğin rengidir.Bu arada,pembe giyen erkek de çok seksidir.Her ne kadar,pembe giyen erkeklere farklı atıflarda bulunsa da sığ düşünceli erkek milleti,pembe giyen erkek belki de en seksi erkeklerdendir.Hem bence pembe giyen erkeğin kendisine güveni de tamdır,erkekliğin rengi de yoktur.

Mor: Eşcinsel rengidir.Genelde böyle bilinir.Eşcinsellerin favori rengi olarak bilinir işte.İnsanoğlu öyle bilir.Vay amk.İlla sınıflandıracağız ya.Bunun mantığı nedendir acep?Acaba mavi ile pembe karışınca mor çıktığı için mi bööyle deriz? Acaba eşcinsel insanlarında arada kaldığını mı düşünürüz? Bilemicem.Okları üstüme çekmeyeyim. Ama bu renk, asilliği,dinginliği,sakinliği ve sadakati temsil eder-miş.Bu rengi sevenler en asil insanlarmış.E bu durumda,vay amk,hetero olarak sıçtım moru muyuz?

E peki bu renk,asilliği temsil ediyorsa,morardın laaaaan dediğimiz adam en asil mi oluyor?Sıçayım,bilim adamların zihniyetine diyesim geldi affedersin.

Sarı: İlkokuldayken sıralarınıza hiç masa örtüsü serdiniz mi?Ben serdim.Hem de sarı sarı.Rengi bildiğimiz ruh hastası sarısıydı.Uyuz olurdum da sesimi çıkaramazdım.Oysa yan sınıfın masa örtüleri kareli maviydi,ama bizim öğretmenimiz,sarıyı tercih etmişti.Bi seferinde bitlenmiştim de siyah bit sarı masa örtüsüne düşmüştü,rezaletti.Nası utanmıştım.Anam.Meğersem sarı rengi öğrencilerde dikkati ve başarıyı tetiklermiş.Aklın,zekanın,başarının,liderliğin rengiymiş.-miş diyorum çünkü bilim adamları böyle demiş.Eeee burdan da aşikardır ki FB rengini bilerek ve isteyerek ve alenen sarı lacivert seçmiş.Ah ah.

Peki,sarışınlar-ki genelde çakma sarışın-çok mu başarılılar? E genelde.Ama onların başarı genelde başka türlü.ueuah.Taam sustum.

Siyah: En sevdiğim 2. ya da 1.renk.Bilemicem,işte sıralaması yok.Bu renk,malumane asil renktir.Bilim adamları ise,siyahın gücün,bireysel yeterliliğin gücüdür,derler.Tutku,hırs,asalet,inat,istikrar...Hepsi bu renkte toplandı gel gel.Ki,

Biz kadınlar bu rengi,genelde fazla olan kilolarımızı,varolan ve oramızdan buramızdan çıkan fazlalıkları kapatmak için tercih ederiz.Yaşa yaşa yaşa.Oysa,satan renkleri olarak atfedilen siyahlılar kabilesi,bu renge resmen tecavüz ediyor.Gidin gidin kendinize başka renk bulunuz.O renk bizimdir.Of susarım.

Beyaz: Görünmediğinden de anladınız di mi? Bu renk beyazdır.Üzerine basınız.Bu renk,gelin rengidir.Hadi sevgilim evlenelim.ueha.Şaka bi yana bu renk,saflık,temizliktir.Hacı Şakir'in hamam sabunudur,anneannemin -rahmetli diyemiyorum hala:'(- pamuk elleridir,o elleriyle yaptığı kurabiyelerdir,annemin tavuk sulu pirinç pilavıdır,berekettir,mistir. Bu rengi sevenler, temizlik için deliren titiz,hayatlarında genelde düzenden yana olan insanlar olduğunu söylenir.Doğrudur.Takdir ettim.

Ve ek olarak,esktrasından, benim rengim,O'dur.Sevdiğimin mis kokusunda,güzel gözlerinde gördüğüm rengim,O.

Duygulandım da,affedersin.

28 Ağustos 2011 Pazar

Birşeyler Yapabiliriz

Geçenlerde Onkoloji servisine gitmek zorunda kalmıştım,gidip görüşmem gereken bir mevzu vardı,bir doktor arkadaşla.Kendisi bir toplantıda olduğu için beklemek zorunda kaldım.Oldum olası beklemekten nefret ederim ama bu sefer bıdıbıdı kendimi yemeyeyim diye ortalığa bakıvereyim dedim.Önce bekleme salonunda,milleti oyalamak için konulan gazetelere,dergilere göz attım,sıkıldım.Sonrasında,belli başlı ilaç firmalarının reklam için bıraktığı broşürlere baktım.Lösev'in afişlerine baktım,inceledim.Anlamı olan ama bana göre anlamsız olan terimleri okudum,bir kez doktor olmadığım için hayıflandım.Oysa zamanında öğretmenlerimin beni yönlendirmelerine,tıp,eczacılık güzel bölümlerdir Üsturupsuz dediklerine nası da gocunurdum.Derken,sıkıldım.

Kalkıp etrafa bakayım dedim,demez olaydım.

Hastane koridorlarının o hijyen kokan ama bir o kadar rahatsız edici kokusunu ciğerlerime çekmenin alemi neydi? Zaten gergindim.Daha da gerildim.Sonra,odalara bakıverdim.

Bakmaz olaydım.

Minicik bebekleri,minicik çocukları gördüm.
Saçları yok,kazıtılmış.Kemoterapinin canı çıksın.
Minicik ellerinde kocaman iğneler,kollarında kocaman serumlar.
Göz altları morarmış.Halsiz.
Bazıları ağlıyo,yanlarında anneleri susturup uyutmaya çalışıyo.Kemoterapinin acısı,canı çıksın.
Bazıları ellerinde oyuncakları,annelerine meraklı gözlerle bakıp sordukça soruyo.Çocuk işte,merak ediyo.Normalde bu ne bu ne bu ne diye soran her çocuğu parçalamak isterken,insan susuveriyo,ne desin ki???

Ama yüzlerinde kocaman gülüşler.Yaşama sevinci.Umut.Anneleri yanında,gözleri dolu dolu,ama kocaman gülüşler.Mecbur.Canları.Canının canları.Kanser.

Kendimi nasıl doktorun odasına attım,bilemedim.İçim parçalandı,dağlandı ciğerlerim.

* * *

İnsanlar orda burda şen şakrak yaşarken,bazıları ne acılar çekiyo.Adaletin bu mu dünya diye boşa söylememiş de bu kadar mı diyo insan.Bencillik in,insanlık out mu oldu? İnsanlar hedehüde peşindeyken,bazıları can peşinde mi oldu? Amk!Amk!Amk!

Bilmiyorum,birşeyler olmalı,yapmalıyım.

Of.
Birşeyler yapabiliriz.
Yapmalıyız.
Bilmiyorum.

23 Ağustos 2011 Salı

Alo! Facebook'tan Arıyorum…

Dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Rocco ve Turkcell, Facebook’ta cep telefonu üzerinden iletişimi başlattı. Rocco Sıkısakız için Turkcell altyapısı ile hazırlanan “Facebook’tan cep telefonu ile arama yapma servisi”ne sadece telefon numaranızı vererek dahil olabiliyorsunuz. Linke tıklayıp http://www.facebook.com/roccoloji kaydınızı tamamladıktan sonra uygulamaya kayıt olan herkesle Rocco’nun hediye ettiği 30 dakikayı kullanarak konuşabiliyorsunuz. Nasıl mı? İşte videosu...

Üyelerin telefon numaraları görünmediği için hem eğlenceli hem de çok güvenli olan Rocconnect Tıkla Konuş ile bedava konuşmak için Turkcell abonesi olmanız ve bir Facebook hesabınızın olması yeterli.




Bir bumads advertorial içeriğidir.

21 Ağustos 2011 Pazar

Blogger N'lerini Seçiyor Dediler,Koştuk Geldik


Dünden sonra resmen dumur vaziyetteydim.Yorgunluk,hastalık,can sıkıntısı,malum güncel olaylar derken,epey bir sarsılmıştım ama dün ağır geldi.Amacım olayı büyütmek falan değil ama cidden hani sol kroşeden darbe aldım,arkamdan bıçaklandım,ağzıma sıçıldı.Hani bu kadar yordu dün beni.Abarttığımı düşünenler olabilir ama sosyal hayattan olabildiğince uzak duran,durmak zorunda kalan,vakti olmayan,vakti olsa da sosyallik için vakit harcayamayan ben için
grubum gerçekten önemliydi.Madem ööleydi ne skime kapattın diyebilirsiniz ama hani bazen birşeyleri anlatabilmek için birşeyleri feda etmek gerekir ya,ben de öyle yaptım,kapattım.

Ama şaşırdım.Beni çok da şaşırttılar ne diyeyim.Beni bu kadar çok seven insan olduğunu da bilmiyordum.Yalan değil.Çünkü bazıları
arkamdan atıp tutarken,olmadık şeyleri söylerken,evet bir keresinde birine arkadaşlık teklifi göndermiştim de "hakkında iyi şeyler duymadım,seninle sohbet edemem hedehüde" demişti,lan beni kimse bilmez ki neyi duydun!önyargına sokayım!

Derken,

Dün ve bugün yapılan eylemler takdire şayandı,hepinize kucak dolusu teşekkürler arkadaşlar.Tek tek isim sayamadım,bağışlayın ama size hepinize (h5) <3 bi de (L)(f)öyle işte.Sağolun.

Ve sonra tek tek blog'uma yazılar düştü,bi bagsana der gibi gibi göz süzmeler.Uzun süredir ortalarda olmayan
mim'ler ortaya çıktı ve tam tamına 5(beş)(five)(fünf) can beni mimledi.Mim'lerde, En Çok Güldüren,En Çok Eleştiren & En Aşık <3 <3 oldum o yeaa. Her birisine ayrı ayrı teşekkür ederim.Çok sağlam geldi bu mim'ler inanın bana,zor zamanlar geçiriyorum ve cidden ilaç gibi geldi.E ama isimleri saymak lazım,teşekkür ederim demek olmaz:

Mim'ler için;

x
Mrs.Baros 'a,
x
Vişne Çürüğü'ne,
x Laliş'e,
x Memento Mori 'ye,
x Aylak Kadın'a

TEŞEKKÜR EDERİM!

Gelelim
mim'e.Mimin konusu : Blogger N'lerini Seçiyor!

Esas olarak bazı kategoriler var ve bu kategorilere max. 3 blogger seçerek el ediyoruz,el atıyoruz,efenim göt güzelse pandik de öhöm taam,mimliyoruz işte x)

Gelelim kategorilere:

1-En İyi Tasarım: Telekinesis, French Oje, AnceLik

Yalan sölemicem,beyaz olsun canımı yisin!Birçok blogger gibi hemfikirim işte,diğerleri de güzel olabilir ama fena göz skiyo,yapmayın arkadaşlar.Ben yaptıydım bilare,valla pişmanım!

2-En güncel: Biseksüel, X-Coach, Mia Wallace

Bi itiraf daha yapmam gerekirse,güncel ama ne manada? Güncel olaylar,Türkiye'nin durumu mu yogsam genel manada mı bilmem ama bu kategoriye en çok bu isimcanlar çok gösel yakıştı.

3-En Kendini Anlatan: CipsYiyemeyenKız, Lazanya'nın Günlüğü, Karılıksız Karı

Taam,hepiciğimiz kendimizi anlatıyoruz da bu arkadaşlar başarıyo,cidden helal olsun,ablanız gurban olsun.Taam,sustum.

4-En Akıcı:
Telekinesis, Kıreyzi Görl, Pippi Haşmet

Uzun uzun yazılar bazı bazı yoruyo,benim beynim DuaCore değil arkadaşlar.

5-En Güldüren: Günlük Zırvalamalar, Kıreyzi Görl, Jove

Lav you!

6- En Aşık: Üsturupsuz Yazar, Biseksüel, Doz Büyücüsü

Kendimizi seçebiliyor muyduk bilemicem ama napiiim aşık olan yogh.Varsa da göremedik,kusura bakmasın kimse ı ıh !

7-En Eleştiren:
Pippi Haşmet, Neyin Peşindesin, Hayat Erkeği

Bu da kafa karıştırıcı aslında,kimi eleştiriyo,kim eleştirdi bilmem de bu canlar sağlam valla.Uy ben ne iyiyim.Hepiniz sağlamsınız zaten amk.

8-En Bilgilendiren: Süper İnce Parlak Çorap, Laliş, Klozetin Tepesinde Hayat Muhasebesi

Okudukça öğrenelim.

9-En Meraklı: Vişne Çürüğü, Tutarsız Turşu, İlnevyA

Genç onlar annem,genç!

10-En Çok Gezen:
Laliş, Pixis, Justine

Gezdikleri yerleri anlatıyolar,daha ne!

11-En Modacı: Pink Freud, Doz Büyücüsü, Back To Black

***Doz'um çok becerikli,çok zevkli,maşallahı var valla,kıymeti hep biline!

12-En Yazmayan: Tutsi, Vega, ZeyOZey

Gün be gün bakıyorum,yazmıyolar,bişi mi oldu?

13-En Edebi: Tükenmez Kalem, Entellektüel Karslı, PinkScent Burcu

***
Entellektüel'i,Emrah'ı,yıllardır tanırım,çok yeteneklidir ciddi ciddi,şiirin babasıdır.

14-En Yardımsever: RobinDA, Fingirdeşen Jack, Tutsi

Bi kategori daha vardı ama oraya yazacak ismim çok!En Dost diyo.En dost mu! Olm listem uzar gider,şu mim'leri yazana kadar göbeğim çatladı!18:23'ten beri yazıyorum,yuh lan!Çöş!

Derken,

Unuttuğum varsa affola!Aslında unutmadım ama beyler bayanlar size diyorum,adresleri söyleyin diye,nereden bulup yazayım.Siz benim N'imsiniz bu yüzden.Hadi burdakiler bi el atın!

OY!Yoruldum!

xoxox

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Okumak Adam Etmez Ama Eşekliği Alır

Bilmiş hatunlardan nefret ederim.Ota boka herşeye yorum yapan,bilmediği konular hakkında bile ahkam kesen,bilmediğini kabul etmeyen,bilmiyorsun deyince de çemkiren hatunlardan nefret ederim.Hatta alayını bir araya toplayıp analarından doğduklarına pişman edebilecek kadar nefret ederim.Köküne kibrit suyu hesabı canı çıksın böylelerinin.

İsterse mükemmel olsun,hatun bilmişse,gereksiz yere ukalalık yapıyorsa benim için bitmiştir arkadaş.

İnsanız şaşarız beşeriz,şaşıp da yanlış şeyler de söyleriz,olabilir.Ağzımızdan çıkan kelimeler dosdoğru çıkmaz da bazen yanlış da çıkar,çıkabilir.Çok şükürAllaaamabinmaşallahbismillah elimden geldiğince hata yapmamaya,kelimeleri düzgün telaffuz etmeye çalışırım da etrafımda kelimeleri yanlış kullananlara da sabır gösterebilirim.

Mesela;

- yanlış kelimesini yalnış diye yazanlara kıl olurum.
- yalnız kelimesini de yanlız diye yazanlara da kıl olurum.

Mesela;

- elli kelimesini eeeeyyyyliiiii diye okuyanlara kıl olurum.
- teyze kelimesini tiyzeee diye telafuz edenlere de kıl olurum.

Ancak;

Her ne kadar aksana gerek duyan bir dilimiz olmasa da şiveyi de insanların sosyo-ekonomik durumlarını da göz önünde bulundurarak pek de sesimi çıkarmam.Neticede insanız.Ama insanlıktan çıktığım,bazen göz önünde bulundurmadığım anlar da olabiliyor hani.

Bilgili olmakla bilmiş olmak arasındaki farkı bilmeyen,ne skime yarıyor laaayn dediğim hatunlar işte,onlara karşı onların dilinden yani
lafınıalıpgötünesokarımbakbekledegör dilinden konuştuğum anlar da oluyor.

Neden mi?

Anlatırım ki:

Bir ortamda dikkat çekmek için,karşısındaki er kişisini etkilemek için paso bilmiş bilmiş konuşan,şuh kahkahalar eşliğinde çemkiren hatunlar vardır,bilirsiniz.İşte onların alayına sokayım.TDK uzman yazarı gibi her haltı düzeltmeyi kendilerine vazife belleyip mıkmık kafa sikerler.Ulan.

Aklıma geldi bi anda,esti de yazdım işte.

Bi keresinde bi ortamdaydık,bi arkadaşım vardı,saf,iyi niyetli,şahsına munasır,efendi birisi.Hani piçliğin moda olduğu şu zamanda efendiliğin bayrağını taşıyan bi tip.Eğitimlidir ama işte şiveli konuşur. İyinin kaderi kötüye denk gelmektir hesabı öyle birine denk geldi ki,öyle birini sevmiş ki,Allaaaah düşmanıma vermesin!Suratındaki şıllık ifadeye bakan bile ne kadar da çift kaşar olduğunu bilirdi,ama bu sefterun arkadaşım ah ah anlamamış,aşkın gözü kör derler ya yok ulan aşkın gözü resmen gözsüzmüş,anladım.

Hatun oturduğumuz ilk andan itibaren orayı burayı oturulan ortamı,gelen çayı,çayın demini,masanın örtüsünü,örtünün desenini eleştirmeye bilmiş bilmiş konuşmaya başladı.Sustuk,güldük,geyiğe vurduk da ee bi yere kadar layn!Biz senin sarkık göğüslerini gösteren frikiklerini,ucuz parfümünü,bayana yakışmayan ter kokunu,
evet ulan bir kadın bakımsız olabilir de pis asla!,orosbu ağzını,ağzına aldıklarını eleştirdik mi?Allah'ın kulu,peygamberin kavli ile sana niyetlenen arkadaş hatrına,Allah'ın kulu olma hatrına sustuk da e n'oluyoz yarraaaam?!

Arkadaşımın söylediği her kelimeyi düzeltti,mesleğini vurgulaya vurgulaya her ski bildiğini anlattı da anlattı.Hay amk!Mesleğini vurgulama nedeni de arkadaşımızı ezmekti.Erkeğin orosbusu kötüdür de orosbunun bilmişi de hiç çekilmezmiş lan.

Kelimelerin doğru telafuz edildiğini biliyorsun da orosbu,kaşar olmanın daha beter olmadığını mı düşünüyorsun? Vayt çaklıt mokanın içine şeker konmadığını bahsediyorsun da tanıştığın her erkeğin yatağına girilmeyeceğini bilmiyorsun değil mi ulan orosbu?!Avukat olmanın ne kadar zor olduğunu anlata anlata bitiremiyorsun da insanları mesleklerine göre ayrılmayacağını bilmiyorsun.


Ve eminim ki;

Vayt çaklıt mokanın "doğru" telafuz edildiğini biliyorsun da tanıştığın her adamı yatağına davet etmenin "doğru" olup olmadığı hakkında eleştirilmiyorsun.

Bu da demek oluyor ki;

Bilmiş bir orosbu olmayı tercih ediyorsun da insan olmayı unutuyorsun.

Dedim ya bilmiş hatunlardan nefret ediyorum!Alayınızın amk!


dipnot: yarım kalmış bi yazıydı,tamamlamak istedim ama bugün iyi değilim,olduğunca.